top of page

Günlük Yazı: Ne Erdoğan Ne İmamoğlu — Sokrates’ten İlhamla Başka Bir Yol

Güncelleme tarihi: 28 Mar


 

Her sabah haberleri açıyoruz. Aynı tartışmalar, aynı yüzler, aynı vaatler. Ne Erdoğan’ın otoriter karizması, ne İmamoğlu’nun modernleştirilmiş halkçılığı içimize su serpiyor. Çünkü asıl mesele kim olduğu değil, nasıl bir sistemde yaşadığımız. Bu noktada Sokrates’in gölgesinde biraz soluklanmak gerek.

 

Sokrates, Atina agorasında dolaşır, kimsenin kolay kolay sorgulamadığı şeyleri sorgulardı. “Devlet nedir? Adalet nedir? Halk gerçekten ne istediğini bilir mi?” sorularını yüksek sesle sorduğunda, çoğu kişi onu susturmak istedi. Çünkü sorular rahatsız ediciydi, ama kurtuluş da oradaydı: Sorgulamada.

 

Bugün Erdoğan’ı ya da İmamoğlu’nu seçmek, sadece farklı bir kaptaki aynı suyu içmek gibi. Tat değişiyor ama susuzluk geçmiyor. Sokrates’in yöntemi olan diálogo – yani sürekli sorgulama ve tartışma – bize gösteriyor ki mesele liderler değil, liderliğe duyulan kör ihtiyaçtır.

 

Yeni bir yönetim şekli arıyorsak, belki artık yukarıya bakmayı bırakıp yanımıza bakmalıyız. Yatay ilişkilerin, doğrudan katılımın, yerel meclislerin, mahalle agoralarının zamanı gelmedi mi? Halk sadece sandıkta değil, her gün söz hakkı istiyor. Çünkü demokrasi, sadece oy vermek değil; söz almak, birlikte üretmek ve birlikte denetlemektir.

 

Sokrates gibi rahatsızlık vermeyi seçersek, belki yeni bir yol bulabiliriz. Belki de kurtuluş, tek bir liderde değil; birbirimizi liderliğe ihtiyaç duymadan dinleyebilmemizde yatıyordur.

 

Bugünlük soru: Yönetilmek zorunda mıyız, yoksa birlikte yönetebilir miyiz?

Erhan Erdemir

Yorumlar


bottom of page