top of page


Tanrı Nerede? Bir Çocuğun Açlığı, Bir İnsanlığın Sessizliği
“Cennette yemek var mı anne?.. Varsa ölelim. Orada karnımız doyar.”Üç yaşındaki bir çocuğun annesine söylediği bu cümle, bir medeniyetin tüm çığlıklarını susturarak dile getirilmiş bir insanlık manifestosudur. Çünkü artık açlık bir mide boşluğu değil, bir adalet çöküşüdür.


KUZNETS EĞRİSİ: EŞİTSİZLİK, BÜYÜME VE POLİTİK EKONOMİ AÇISINDAN GÜNCEL BİR YORUM
Gelir uçurumları derinleştikçe, şu soru daha fazla gündeme geliyor: Ekonomik büyüme gerçekten refah mı getiriyor, yoksa sadece daha derin eşitsizlikler mi yaratıyor? Simon Kuznets’in 1955’te geliştirdiği hipotez, bu soruya iyimser bir yanıt veriyordu: "Önce eşitsizlik artar ama sonra azalır." Ancak günümüzde, bu eğrinin geçerliliği tartışmalı hale gelmiştir.


Ekonomik Sıkışma ve Ruhsal Tıkanıklık: Geçim Endişesi Üzerine Psikolojik Bir Okuma
Bir ülkenin ekonomik göstergeleri yalnızca piyasaları değil, toplumun ruh sağlığını da doğrudan etkiler. Haziranı geride bırakırken, Türkiye'de artan enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı, bireylerin yalnızca cüzdanlarını değil, benliklerini de sarsmaktadır.


FELSEFE MASASI – 3. OTURUM “Toplum mu Hasta, İnsan mı? Akıl Sağlığı ve Uygarlık Çatışması”
Dağın zirvesindeki taş masa bu kez daha sessiz... Bir fısıltı gibi yükseliyor Sokrates’in sorusu: “Bugün, hangimiz hasta? Birey mi, toplum mu? Yoksa ikisi de aynı çürümüş kökten mi besleniyor?” İnsan, kalabalıklar içinde yalnız, bilgiler arasında yönsüz, özgürlük içinde tutsak. Bu masada, yalnızca akıl sağlığı değil, uygarlığın ruhsal krizi tartışılıyor.


Temmuz’un Aynasında İnsan: Yanmak mı, Aydınlanmak mı?
Temmuz… Güneşin en dik vurduğu, gölgelerin en kısa kaldığı aydır. Sıcaklıkla birlikte çıplaklık başlar; bedenin değil, ruhun çıplaklığı. Çünkü bu ay, insanı saklandığı yerden çıkarır. Hiçbir maske sıcağa uzun süre dayanamaz.


Bilgi, Aklın ve Kalbin Divanı – 2025’in Karanlığında
Dünya bir kez daha karanlığa büründü. Gazze’de çocuklar gömülmeden unutuluyor. Ukrayna’da gökyüzü demirle kaplı. Sudan’da bir annenin çığlığı, teknolojinin gürültüsüne yeniliyor. Tüm bunlar olurken divan toplandı.


“Tanrı Neden Susturuyor?” Gazze üzerine bir ağıt ve felsefî çağrı
Masa bu kez farklı kuruldu. Sözler başlamadan önce, bir çocuğun çığlığı duyuldu. Sonra bir annenin feryadı, ardından sirenler… Gazze’den gelen yankılar, masanın ortasına düştü. Kimse konuşmadı.


Bireyin Kendine Yabancılaşması: Gelişimle Gelen Kopuşun Sosyo-Psikolojik Bir Okuması
Sosyolojik açıdan bakıldığında, kendine yabancılaşma, yalnızca bireyin iç dünyasına ait bir süreç olmaktan çıkar ve geniş bir toplumsal fenomen olarak görülür. Her insan hayatının çeşitli evrelerinde, toplumun dayattığı rol ve beklentilere karşılık verirken, kendi benliğiyle mesafe koyma deneyimi yaşar.


Dürtülerimizin Gölgesinde: Kötülüğün İnsan Merkezli Anatomisi
İnsan doğası iki temel kutupta salınır: arzu ve denetim. Bir yanda doyum isteyen dürtülerimiz, diğer yanda toplumsal ve ahlaki sınırlarla şekillenmiş benliğimiz... Peki kötülük dediğimiz o yıkıcı güç, tam olarak nerede doğar?


Görünmeyen İnciler ve Gerçek Ticaret: Satmak mı, Algı Yaratmak mı?
“Sahip olduğunuz bir inciyi, bu inciyi isteyen birine satmak ticaret değildir. Ama sahip olmadığınız bir inciyi, bu inciyi istemeyen birine satmak, ticarettir.”


YABANCILAŞMA DİZİSİ YABANCILAŞMAYI GÜNCELLEYEREK DÜŞÜNMEK
İşçi, yaptığı işe yabancıdır. İş, onun için bir yaratım ya da kendini gerçekleştirme süreci değil, sadece geçinmek için yapmak zorunda olduğu bir yük haline gelmiştir. İşçinin üretim sürecindeki rolü mekanikleşir, tekdüze hâle gelir ve yaratıcı yönünü köreltir.


Sessizliğin İçinden Gelen Sesler: Bir Kardeşin Tanıklığı
Her şey normal gibiydi. Ama pazar günü bir gariplik vardı. Abim evde tepkisizdi; bakışları donuktu, konuşmaları seyrelmişti, sanki başka bir âleme dalmış gibiydi. Bu hâli beni huzursuz etti.


Zihnin Tuzakları
“Zihnin Tuzakları”, bir uyarıdan çok bir davettir:
Düşüncenin otomatikliğinden özgürlüğüne, yalnızlıktan
bağa, amaçsızlıktan anlamlı bir varoluşa doğru içsel bir
yolculuğa çıkma daveti.


Deliliğin Eşiğindeki Toplum – Bir Masa Hikâyesi
Masa kalabalıktı. Fakat gürültü yoktu. Sadece düşünceler birbirine çarpıyordu. Sol tarafta Freud, gözlüğünün üzerinden kararlı bakışlarla masadakilere sesleniyordu:


Ortadoğu’nun Kırılgan Satranç Tahtasında Yeni Hamle: İsrail’in İran’a Saldırısı ve Türkiye’ye Yansımaları
İsrail’in geçtiğimiz günlerde İran topraklarında düzenlediği saldırı ve nokta operasyonları, yalnızca bölgesel rekabetin değil, jeopolitik satranç tahtasında yeni bir hamlenin göstergesidir.


ATEŞİ Ç’ALMAK HÂLÂ SUÇ MU?
Bir zamanlar tanrılar katında işlenen bir “suç” vardı: Bilgiyi paylaşmak. Prometheus, tanrılardan çaldığı ateşi insanlara verdiğinde yalnızca karanlığı değil, düzeni de yaktı. Çünkü o kıvılcım, ısıtmanın ötesinde bir anlam taşıyordu: Sorgulama cesareti.


Aşkın Nöropsikolojisi
İnsan yaşamının belki de en çarpıcı duygusal deneyimi olan aşk, yüzyıllardır şiirlerde, romanlarda ve mitolojik anlatılarda işlendi.


Kefenin Sessizliğinden Başını Uzatan Adam
8 Haziran 2023. Takvim bir günü işaret ediyor, ama benim için zaman orada durdu. Babam… O gün seni kaybettik. Oysa seni, hiç kaybetmeyeceğim


Sanal Yazarlarla Türkiye Günlüğü: Derin Sessizlik, Kırılgan Umut
“Bilmediğini bilmek erdemdir; ama toplumun tamamı her şeyi biliyor sanıyorsa, hakikat yalnız kalır. ”Türkiye bugün büyük bir yanılsamanın içinde yaşıyor. Herkes konuşuyor ama kimse duymuyor.


Seçim Bitti, Sessizlik Başladı: Türkiye Şimdi Neye Uyanıyor?
31 Mart seçimleri sona erdi. Belediyelerin kimde kaldığı, hangi parti kaç il aldı, liderler ne söyledi… Bunların hepsi konuşuldu. Ama aslında konuşulmayan bir şey kaldı geride: Bu toplum, gerçekten ne yaşıyor?
bottom of page