Masa etrafında sessizlik hâkimdi. Sonsuzluğu andıran bir ışık altında, farklı çağların ve coğrafyaların sesleri bir araya gelmişti. Bu hafta masaya şu soru bırakılmıştı: “Adalet nedir? Ve bilgelik, adaletsizlik karşısında susmalı mı, konuşmalı mı?”

Bir ayna düşünün. Her sabah yüzümüze baktığımız, saçımızı düzelttiğimiz, kendimizi tanımaya çalıştığımız… Ama bu aynanın yüzü çatlamış. Her kırık, başka bir yansımayı getiriyor karşımıza.

İnsan, yalnızca etten ve kemikten değil; endişeden, beklentiden ve bilinmezlikten yoğrulmuş bir varlıktır. Kutsal metinlerde geçen “İnsan endişeden yaratılmıştır” ifadesi, metaforik düzeyde insanın ruhsal doğasına, psikolojik derinliğine ve Tanrı’yla kurduğu bağı anlamlandıran kadim bir gerçeğe işaret eder.

İnsan, bilmek için doğmaz; anlamak için var olur. Bilgi, onun elindeki bir araçtır, ama anlam, içinde yankılanan bir çağrıdır. Bilim, doğanın diliyle konuşur. Felsefe, insan aklının kurguladığı evrensel bir sorular zinciridir.

Bazen matematik, bize sadece sayıların değil, hayatın da sırrını fısıldar. “İntegral” deyip geçtiğimiz o soyut semboller, aslında bize bütünlük denen o kadim hakikati hatırlatır.

Şizofreni, Şizoid Kişilik Bozukluğu, Bipolar Bozukluk, Borderline Kişilik Bozukluğu, OKB, OKKB, Majör Depresyon, Distimi, TSSB, Akut Stres Bozukluğu, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Panik Bozukluk, Otizm Spektrum Bozukluğu, Sosyal Anksiyete, Narsisistik Kişilik Bozukluğu, Antisosyal Kişilik Bozukluğu, Somatizasyon Bozukluğu, DEHB, Davranım Bozukluğu için temel belirtiler, kısa ve öz biçimde mini kart formatında sunulmuştur.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Dikkat dağınıklığı, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik ile karakterize, çocuklukta başlayan nörogelişimsel bir bozukluktur.

Somatizasyon Bozukluğu (Somatik Semptom Bozukluğu): Tıbbi olarak açıklanamayan ancak bireyin yoğun biçimde fiziksel belirtiler yaşadığı, bu belirtilere karşı aşırı düşünce, duygu ve davranış geliştirdiği bir bozukluktur.

Narsisistik Kişilik Bozukluğu (NKB): Bireyin kendisini aşırı önemli görmesi, sürekli hayranlık beklemesi, empati yoksunluğu ve eleştiriye tahammülsüzlükle tanımlanan kişilik bozukluğudur.

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB): Sosyal iletişimde belirgin yetersizlikler ve sınırlı, yineleyici davranış örüntüleri ile tanımlanan, erken çocuklukta başlayan nörogelişimsel bir bozukluktur.

aygın Anksiyete Bozukluğu (YAB): En az 6 ay süren, çok sayıda olay veya etkinlik hakkında aşırı kaygı ve endişe duyma, bu duruma eşlik eden huzursuzluk, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, kas gerginliği ve uyku bozukluğu gibi belirtilerle karakterizedir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Yaşanmış veya tanık olunmuş travmatik bir olay sonrası en az 1 ay süren, yeniden yaşantılama, kaçınma, aşırı uyarılmışlık ve bilişsel değişikliklerle seyreden bozukluktur.

Majör Depresif Bozukluk (MDB): En az iki hafta süren, anhedoni (zevk alamama), çökkün ruh hali, enerji kaybı, suçluluk, umutsuzluk gibi belirtilerle giden ciddi bir depresyon tablosudur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Kişinin istenmeden gelen düşüncelere (obsesyon) karşı, bunları nötralize etmek için geliştirdiği davranışlar (kompulsiyon) ile tanımlanan bir anksiyete bozukluğudur.

Bipolar Bozukluk: Duygu durumunda manik (veya hipomanik) ve depresif dönemlerle seyreden, genetik ve biyolojik temelli bir duygudurum bozukluğudur.

• Şizofreni: En az 6 ay süren, psikotik belirtilerle (hezeyanlar, halüsinasyonlar, dağınık konuşma, dezorganize davranış veya negatif belirtiler) karakterize edilen ciddi bir zihinsel bozukluktur.

Evdeki izler, basit bir intiharı işaret ediyordu. Ama Kuray şüpheciliğini korudu. Çünkü her ölüm, insan ruhunun derinliklerinde gizli bir savaşın izlerini taşırdı. İncelemeye devam etti. Kadının çalışma masasında bir defter buldu. Sayfalar karalanmıştı. Cümleler arasında bazı kelimeler sürekli tekrar ediliyordu: “Saklıyorlar.” “Beni duvarların arkasından izliyorlar.”

Toplumlar yalnızca doğal afetlerle, savaşlarla ya da ekonomik krizlerle sarsılmaz; bazen duyulmayan bir çığlık, bastırılan bir öfke, ertelenen bir gerçek de deprem etkisi yaratır.

Hukuk… Kulağa ne kadar soğuk, ne kadar sistematik geliyor değil mi? Ama aslında hukuk dediğimiz şey, insanın birbirine ettiği sözün kurumsallaşmış hâlidir.

“Kadın paradan anlamaz” klişesi, uzun yıllar boyunca sadece ekonomik değil; toplumsal, kültürel ve psikolojik bir bariyer olarak karşımıza çıktı.