top of page


Tanrı Nerede? Bir Çocuğun Açlığı, Bir İnsanlığın Sessizliği
“Cennette yemek var mı anne?.. Varsa ölelim. Orada karnımız doyar.”Üç yaşındaki bir çocuğun annesine söylediği bu cümle, bir medeniyetin tüm çığlıklarını susturarak dile getirilmiş bir insanlık manifestosudur. Çünkü artık açlık bir mide boşluğu değil, bir adalet çöküşüdür.


KUZNETS EĞRİSİ: EŞİTSİZLİK, BÜYÜME VE POLİTİK EKONOMİ AÇISINDAN GÜNCEL BİR YORUM
Gelir uçurumları derinleştikçe, şu soru daha fazla gündeme geliyor: Ekonomik büyüme gerçekten refah mı getiriyor, yoksa sadece daha derin eşitsizlikler mi yaratıyor? Simon Kuznets’in 1955’te geliştirdiği hipotez, bu soruya iyimser bir yanıt veriyordu: "Önce eşitsizlik artar ama sonra azalır." Ancak günümüzde, bu eğrinin geçerliliği tartışmalı hale gelmiştir.


Ekonomik Sıkışma ve Ruhsal Tıkanıklık: Geçim Endişesi Üzerine Psikolojik Bir Okuma
Bir ülkenin ekonomik göstergeleri yalnızca piyasaları değil, toplumun ruh sağlığını da doğrudan etkiler. Haziranı geride bırakırken, Türkiye'de artan enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı, bireylerin yalnızca cüzdanlarını değil, benliklerini de sarsmaktadır.


Bireyin Kendine Yabancılaşması: Gelişimle Gelen Kopuşun Sosyo-Psikolojik Bir Okuması
Sosyolojik açıdan bakıldığında, kendine yabancılaşma, yalnızca bireyin iç dünyasına ait bir süreç olmaktan çıkar ve geniş bir toplumsal fenomen olarak görülür. Her insan hayatının çeşitli evrelerinde, toplumun dayattığı rol ve beklentilere karşılık verirken, kendi benliğiyle mesafe koyma deneyimi yaşar.


Dürtülerimizin Gölgesinde: Kötülüğün İnsan Merkezli Anatomisi
İnsan doğası iki temel kutupta salınır: arzu ve denetim. Bir yanda doyum isteyen dürtülerimiz, diğer yanda toplumsal ve ahlaki sınırlarla şekillenmiş benliğimiz... Peki kötülük dediğimiz o yıkıcı güç, tam olarak nerede doğar?


Görünmeyen İnciler ve Gerçek Ticaret: Satmak mı, Algı Yaratmak mı?
“Sahip olduğunuz bir inciyi, bu inciyi isteyen birine satmak ticaret değildir. Ama sahip olmadığınız bir inciyi, bu inciyi istemeyen birine satmak, ticarettir.”


YABANCILAŞMA DİZİSİ YABANCILAŞMAYI GÜNCELLEYEREK DÜŞÜNMEK
İşçi, yaptığı işe yabancıdır. İş, onun için bir yaratım ya da kendini gerçekleştirme süreci değil, sadece geçinmek için yapmak zorunda olduğu bir yük haline gelmiştir. İşçinin üretim sürecindeki rolü mekanikleşir, tekdüze hâle gelir ve yaratıcı yönünü köreltir.


Sessizliğin İçinden Gelen Sesler: Bir Kardeşin Tanıklığı
Her şey normal gibiydi. Ama pazar günü bir gariplik vardı. Abim evde tepkisizdi; bakışları donuktu, konuşmaları seyrelmişti, sanki başka bir âleme dalmış gibiydi. Bu hâli beni huzursuz etti.


Zihnin Tuzakları
“Zihnin Tuzakları”, bir uyarıdan çok bir davettir:
Düşüncenin otomatikliğinden özgürlüğüne, yalnızlıktan
bağa, amaçsızlıktan anlamlı bir varoluşa doğru içsel bir
yolculuğa çıkma daveti.


Ortadoğu’nun Kırılgan Satranç Tahtasında Yeni Hamle: İsrail’in İran’a Saldırısı ve Türkiye’ye Yansımaları
İsrail’in geçtiğimiz günlerde İran topraklarında düzenlediği saldırı ve nokta operasyonları, yalnızca bölgesel rekabetin değil, jeopolitik satranç tahtasında yeni bir hamlenin göstergesidir.


ATEŞİ Ç’ALMAK HÂLÂ SUÇ MU?
Bir zamanlar tanrılar katında işlenen bir “suç” vardı: Bilgiyi paylaşmak. Prometheus, tanrılardan çaldığı ateşi insanlara verdiğinde yalnızca karanlığı değil, düzeni de yaktı. Çünkü o kıvılcım, ısıtmanın ötesinde bir anlam taşıyordu: Sorgulama cesareti.


Aşkın Nöropsikolojisi
İnsan yaşamının belki de en çarpıcı duygusal deneyimi olan aşk, yüzyıllardır şiirlerde, romanlarda ve mitolojik anlatılarda işlendi.


Kefenin Sessizliğinden Başını Uzatan Adam
8 Haziran 2023. Takvim bir günü işaret ediyor, ama benim için zaman orada durdu. Babam… O gün seni kaybettik. Oysa seni, hiç kaybetmeyeceğim


Kırık Aynalar: Toplumun Yüzünde Kendimizi Ararken
Bir ayna düşünün. Her sabah yüzümüze baktığımız, saçımızı düzelttiğimiz, kendimizi tanımaya çalıştığımız… Ama bu aynanın yüzü çatlamış. Her kırık, başka bir yansımayı getiriyor karşımıza.


İnsan Endişeden Yaratılmıştır: Psikolojik ve Tanrısal Bir Bakış
İnsan, yalnızca etten ve kemikten değil; endişeden, beklentiden ve bilinmezlikten yoğrulmuş bir varlıktır. Kutsal metinlerde geçen “İnsan endişeden yaratılmıştır” ifadesi, metaforik düzeyde insanın ruhsal doğasına, psikolojik derinliğine ve Tanrı’yla kurduğu bağı anlamlandıran kadim bir gerçeğe işaret eder.


Bilimin Sessiz Soruları, Felsefenin Sonsuz Yankıları ve Psikanalizin Derin Kuyusu
İnsan, bilmek için doğmaz; anlamak için var olur. Bilgi, onun elindeki bir araçtır, ama anlam, içinde yankılanan bir çağrıdır. Bilim, doğanın diliyle konuşur. Felsefe, insan aklının kurguladığı evrensel bir sorular zinciridir.


Toplumsal Travmaların Ekonomik Yansımaları: Ruhsal Depremler ve Finansal Kırılmalar
Toplumlar yalnızca doğal afetlerle, savaşlarla ya da ekonomik krizlerle sarsılmaz; bazen duyulmayan bir çığlık, bastırılan bir öfke, ertelenen bir gerçek de deprem etkisi yaratır.


Yasa ile Vicdan Arasında Sıkışan Hakikat: Modern Hukukun Sessiz Çatlakları
Hukuk… Kulağa ne kadar soğuk, ne kadar sistematik geliyor değil mi?
Ama aslında hukuk dediğimiz şey, insanın birbirine ettiği sözün kurumsallaşmış hâlidir.


Finansal Zekâ ve Kadınlar: Yeni Neslin Ekonomik Özgürlük Arayışı
“Kadın paradan anlamaz” klişesi, uzun yıllar boyunca sadece ekonomik değil; toplumsal, kültürel ve psikolojik bir bariyer olarak karşımıza çıktı.


Kadının Bedeni, Toplumun Aynası: Ruhsal Hakikatlerle Cinsel Politikalara Bakış
Kadının bedeni, uzun süredir yalnızca biyolojik bir varlık değil; bir tartışma alanı, bir simge, bir hedef, bir tabu.
bottom of page
