Gelir uçurumları derinleştikçe, şu soru daha fazla gündeme geliyor: Ekonomik büyüme gerçekten refah mı getiriyor, yoksa sadece daha derin eşitsizlikler mi yaratıyor? Simon Kuznets’in 1955’te geliştirdiği hipotez, bu soruya iyimser bir yanıt veriyordu: "Önce eşitsizlik artar ama sonra azalır." Ancak günümüzde, bu eğrinin geçerliliği tartışmalı hale gelmiştir.

“Sahip olduğunuz bir inciyi, bu inciyi isteyen birine satmak ticaret değildir. Ama sahip olmadığınız bir inciyi, bu inciyi istemeyen birine satmak, ticarettir.”

Bazen matematik, bize sadece sayıların değil, hayatın da sırrını fısıldar. “İntegral” deyip geçtiğimiz o soyut semboller, aslında bize bütünlük denen o kadim hakikati hatırlatır.

Toplumlar yalnızca doğal afetlerle, savaşlarla ya da ekonomik krizlerle sarsılmaz; bazen duyulmayan bir çığlık, bastırılan bir öfke, ertelenen bir gerçek de deprem etkisi yaratır.

“Kadın paradan anlamaz” klişesi, uzun yıllar boyunca sadece ekonomik değil; toplumsal, kültürel ve psikolojik bir bariyer olarak karşımıza çıktı.

Türkiye ekonomisi üzerine konuşurken artık iki ayrı gerçeklikten söz ediyoruz: biri tablolar, grafikler ve ekonomik göstergelerle

“Gelecek” eskiden umutla beklenen bir kavramdı. Şimdi ise çoğu genç için yalnızca bir belirsizlik kaynağı.

Ekonomik krizler yalnızca cebimizi değil, ruhumuzu da etkiler. Para, insan hayatında yalnızca bir değişim aracı değil;

Modern ekonominin temel taşlarını oluşturan Rönesans, Sanayi Devrimi ve Kapitalizmin Doğuşu süreçlerine odaklanıyoruz.

Dijital Kapitalizm. Geleneksel üretim ve ticaret yöntemlerinin yerini büyük ölçüde veri, yapay zeka ve dijital platformlar almaya başladı.

İlk İnsanlardan Günümüze: Ekonomik Davranışların Evrimi

Türkiye siyasetinde yıllardır süregelen bir kısır döngü var: Mevcut iktidarı eleştirirken, yerine kim veya neyin geleceğini düşünmeden

Dünya, 21. yüzyılın başından beri krizler çağında yaşıyor. Ekonomik belirsizlikler, siyasi dalgalanmalar, iklim krizleri ve teknolojik

Sokrates, “Sorgulanmamış bir yaşam, yaşanmaya değmez” derken sadece bireysel etik ve ahlaktan bahsetmiyordu;

Bu hafta, endüstri devriminden finans kapitalizmine uzanan dönüşümü ve bu süreçte yaşanan toplumsal değişimleri inceleyeceğiz.  

Dünya ekonomisi, tarih boyunca büyük dönüşümler geçirmiştir. Tarım toplumlarından sanayi toplumlarına, ardından bilgi ve dijital çağa geçiş

Ekonomi, insanlığın varoluşuyla birlikte şekillenmiş, tarih boyunca değişim ve dönüşüme uğramış bir sistemdir.

Güçlü bir ülke olmak için önce ekonomi, sonra siyaset, en sonunda da dış politikada tutarlı olmak gerekir. Türkiye bugün bunları başaramıyor

Borsa İstanbul Haftayı Nasıl Kapattı? Kuzey Amerika ve Çin’deki Gelişmeler.