top of page

Gelecek Korkusu ve Ekonomik Belirsizlik: Yeni Neslin Umut Savaşı


 


 

“Gelecek” eskiden umutla beklenen bir kavramdı. Şimdi ise çoğu genç için yalnızca bir belirsizlik kaynağı. Enflasyon, işsizlik, barınma krizi, gelir adaletsizliği… Bunlar yalnızca ekonomik terimler değil; ruhsal bir yorgunluğun, gelecek kaygısının, hatta zamanla oluşan kolektif umutsuzluğun yansımaları.

 

Yeni nesil, üniversite diploması ile iş garantisinin kalmadığını biliyor. Ailelerinden daha iyi yaşam şartlarına ulaşmaları, artık bir ihtimal değil; çoğu için bir hayal. Ve bu hayal kırıklığı, sadece bireysel değil; toplumsal bir kırılmaya işaret ediyor.

 

İşte bu noktada “ekonomik göstergeler” ile “yaşam kalitesi” arasındaki farkı iyi analiz etmemiz gerekiyor. Çünkü kişi başı gelir artsa da, gelecek güvencesi yoksa, insanlar mutsuz. Gençlerin çoğu yatırım yapmaktan değil, göçmekten bahsediyor. “Burada kalırsam bir gelecek kuramam” fikri, neredeyse içselleşmiş durumda.

 

Bu durumun en kritik psikolojik sonucu:

Erteleme ve içe çekilme davranışı.

Genç bireyler, artık kariyer planlaması değil; “acaba ne zaman vazgeçsem” fikriyle yaşıyor. Çünkü ekonomik belirsizlik, zihinsel motivasyonu kırıyor. Gelecek kaygısı, öğrenilmiş çaresizlikle birleşince üretkenlik düşüyor, toplumsal dinamizm zayıflıyor.

 

Bu yalnızca bireysel bir kriz değil. Aynı zamanda ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini tehdit eden bir zihinsel engel. Eğer genç nüfusun motivasyonu yok olursa, girişimcilik biter, yenilik azalır, üretim düşer.

 

Peki çözüm ne?

 

Öncelikle genç bireylerin sadece “istihdam rakamlarıyla” değil, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarıyla da ilgilenmeliyiz. Barınma, ulaşım, eğitim gibi temel alanlarda gerçekçi politikalar üretmek zorundayız. Gençlik yalnızca ekonomik yatırım olarak görülmemeli; geleceğin ruhsal teminatıdır.

 

Ayrıca finansal okuryazarlık artık bir lüks değil, yaşam becerisi. Gençlerin parayı yönetmeyi öğrenmesi kadar, duygularını ve motivasyonlarını da yönetebilmesi gerekiyor. Bu noktada davranışsal ekonomi ile psikolojiyi birleştiren yaklaşımlar, yeni nesil için güçlü bir pusula olabilir.

 

Ve en önemlisi:

Umut inşa etmek. Çünkü umut, bir göstergede değil; bir insanda başlar.

 

Son söz:

Ekonomi yalnızca rakam değil, insan hayatının nabzıdır. Ve gençlerin nabzı bu kadar zayıf atarken, hiçbir grafik yukarıya gidemez.

Eylül Erdemir

Yorumlar


bottom of page