top of page


FELSEFE MASASI – 3. OTURUM “Toplum mu Hasta, İnsan mı? Akıl Sağlığı ve Uygarlık Çatışması”
Dağın zirvesindeki taş masa bu kez daha sessiz... Bir fısıltı gibi yükseliyor Sokrates’in sorusu: “Bugün, hangimiz hasta? Birey mi, toplum mu? Yoksa ikisi de aynı çürümüş kökten mi besleniyor?” İnsan, kalabalıklar içinde yalnız, bilgiler arasında yönsüz, özgürlük içinde tutsak. Bu masada, yalnızca akıl sağlığı değil, uygarlığın ruhsal krizi tartışılıyor.


Temmuz’un Aynasında İnsan: Yanmak mı, Aydınlanmak mı?
Temmuz… Güneşin en dik vurduğu, gölgelerin en kısa kaldığı aydır. Sıcaklıkla birlikte çıplaklık başlar; bedenin değil, ruhun çıplaklığı. Çünkü bu ay, insanı saklandığı yerden çıkarır. Hiçbir maske sıcağa uzun süre dayanamaz.


“Tanrı Neden Susturuyor?” Gazze üzerine bir ağıt ve felsefî çağrı
Masa bu kez farklı kuruldu. Sözler başlamadan önce, bir çocuğun çığlığı duyuldu. Sonra bir annenin feryadı, ardından sirenler… Gazze’den gelen yankılar, masanın ortasına düştü. Kimse konuşmadı.


Deliliğin Eşiğindeki Toplum – Bir Masa Hikâyesi
Masa kalabalıktı. Fakat gürültü yoktu. Sadece düşünceler birbirine çarpıyordu. Sol tarafta Freud, gözlüğünün üzerinden kararlı bakışlarla masadakilere sesleniyordu:


Bilgi, Aklın ve Kalbin Divanı – Haftanın Konusu: Adalet, Bilgelik ve Direniş
Masa etrafında sessizlik hâkimdi. Sonsuzluğu andıran bir ışık altında, farklı çağların ve coğrafyaların sesleri bir araya gelmişti. Bu hafta masaya şu soru bırakılmıştı: “Adalet nedir? Ve bilgelik, adaletsizlik karşısında susmalı mı, konuşmalı mı?”


İDEAL TOPLUM MASASI; Farabi, Aristo, İbni Sina ve İbni Haldun’un Zihinsel Diyaloğu
Zaman ve mekân ötesi bir divan. Uçsuz bucaksız bir kütüphanenin ortasında, kadim alfabelerle yazılı kitapların çevrelediği yuvarlak


Felsefe Masası – Bu Haftaki Toplantı: “Devletin Ruhu Var mı?”
Masada derin bir sessizlik vardı. Sokrates gözlüklerini çıkarıp masaya bıraktı, ardından soruyu ortaya attı:
“Devletin bir ruhu olabilir mi
bottom of page