top of page

İnsan Doğasının Gölgesinde: Karanlığı Anlama ve Yön Verme Sanatı – Sezgisel ve Felsefi Bir Psikoterapi Yaklaşımı


 


 

İnsan, doğası gereği çelişkilerle örülmüş bir varlıktır. Vicdan ile dürtü, anlam ile anlamsızlık, umut ile umutsuzluk arasında salınan bir zihin; hem yaratıcı hem yıkıcıdır. Psikoterapi, bu ikilikler arasında sıkışan bireyin karanlık yönlerine bir ışık tutma girişimidir. Ancak bu ışığın rengi, terapistin kuramsal duruşuna göre değişir.

 

Bu makalede, insan doğasını kötücül temelde kabul eden bir perspektifle yola çıkarak, şimdi ve burada odaklı, sezgisel ve felsefi, aynı zamanda yönlendirici nitelikteki terapötik yaklaşımlar bir arada değerlendirilecektir. Özellikle Şema Terapi, Varoluşçu Terapi (Logoterapi), Psikanalitik-Felsefi Terapi ve ACT (Kabul ve Kararlılık Terapisi) arasındaki ortak temalar bütüncül bir bakışla ele alınacaktır.

 

-İnsan Doğasına Karanlık Bir Bakış: Temel Kötülük Varsayımı

 

Freud’un id kavramıyla simgeleşen içsel dürtüler, insanın doğasında saldırganlık ve haz ilkesine göre hareket etme eğilimi olduğunu ortaya koyar. Erken dönem travmalarla harmanlanan bu eğilim, Şema Terapi’de “Uyumsuz Temel İnançlar” şeklinde hayat bulur. Birey, çoğu zaman insanlara güvenemez, terk edileceğini düşünür ya da değersiz olduğuna inanır.

 

Varoluşçu bakış açısında ise insan, özgürlüğü ve yalnızlığıyla baş başa bırakılmıştır. Seçim yapma yükü altında ezilen birey, bu özgürlükten kaçmak için kötülüğü tercih edebilir. Viktor Frankl’in “insan her durumda seçim yapabilir” vurgusu, kötülüğü bile anlamlandırılabilir kılar.

 

Bu karanlık potansiyeli tanımak, terapistin sadece empatik değil, aynı zamanda gerçekçi olmasını da gerektirir.

 

-Yönlendiren Terapist: Aktif Müdahale ve Kılavuzluk

 

Modern psikoterapilerde terapistin pasif bir dinleyici olması gerektiği savı yerini giderek daha yönlendirici ve aktif katılımcı rollere bırakmaktadır. Özellikle Şema Terapi’de terapist, uyumsuz şemaları tanımlar, modlara isim verir ve bazen “ebeveyn rolü”yle yeniden yapılandırma çalışmaları yapar.

 

ACT’te terapist, danışanı değerlerine yönlendirir; neyin anlamlı olduğunu bulmasında yardımcı olur. Bu da bir tür yönlendirme ancak direktifsel olmayan bir formdur.

 

Varoluşçu terapide ise yönlendirme, kişinin yüzleşmelerine alan açmakla ilgilidir. “Hayatında neyi seçiyorsun?” sorusu, danışanı doğrudan karar almaya iter. Bu da pasif değil, yön gösterici bir tutumdur.

 

-“Şimdi ve Burada”nın Gücü: An’ın Psikoterapideki Rolü

 

Sezgisel ve felsefi bir terapi, geçmişin yaralarını bugünün içinde arar. Özellikle Şema Terapi’de, danışanın “şu anki modları” ile çalışılır. İç çocuk, cezalandırıcı ebeveyn gibi parçalar, seansın canlı bir parçası haline getirilir.

 

ACT’in merkezinde “şimdiki an farkındalığı (mindfulness)” yer alır. Düşüncelerle savaşmak yerine onlara tanık olmak, danışanın acıya rağmen hareket edebilmesini sağlar.

 

Varoluşçu terapide, “şimdi ve burada” bireyin yaşamla kurduğu doğrudan ilişkiyi temsil eder. Ölüm, yalnızlık, özgürlük gibi büyük temalar, danışanın mevcut sıkışmalarının arkasındaki varoluşsal zemini oluşturur.

 

-Sezgisel ve Felsefi Yönelim: Bilinmeyeni Kucaklamak

 

Şema Terapi, sezgisel olarak danışanın duygu durumlarını ve davranış örüntülerini anlama temellidir. Terapist, karşısındaki kişinin hangi modda olduğunu sezer ve buna uygun müdahalede bulunur. Rasyonel analizden çok, duygusal rezonansa dayalı bir süreç işler.

 

Varoluşçu terapilerde felsefe vazgeçilmezdir. Nietzsche, Kierkegaard, Camus gibi filozofların sorgulamaları, terapötik sürecin içeriğine yön verir. “Hayat ne için yaşanmaya değerdir?” sorusu, bireyin yalnızca travmalarıyla değil, anlam açlığıyla da yüzleşmesini sağlar.

 

ACT ise Batı psikolojisine Zen ve Budist felsefesinden birçok kavramı taşımıştır. Düşüncelerle savaşmak yerine onları gözlemlemek, zihni bastırmak değil tanımak… Bu da oldukça sezgisel bir yaklaşımı beraberinde getirir.

 

-Dört Kuramın Kesiştiği Yerde: Hibrit Bir Terapi Mümkün mü?

 

Yukarıda incelenen dört kuram, farklı teorik temellere dayansa da aşağıdaki başlıklarda örtüşmektedir:

 

Ortak Nokta                                        Şema Terapi  Varoluşçu Terapi  ACT  Psikanalitik-Felsefi

İnsan doğasında karanlık kabulü                        Evet                      Evet                  Kısmen         Evet

Yönlendirici terapist                                             Evet                     Evet              Kısmen         Evet

Şimdi ve burada çalışması                         Evet                     Evet                   Evet         Kısmen

Sezgisel/felsefi yaklaşım                         Evet                     Evet                  Evet          Evet

Derinlikli duygusal çalışma                       Evet                     Evet                   Kısmen         Evet

 

Bu tablo, senin kişilik eğilimlerine uygun melez bir psikoterapi anlayışının mümkün olduğunu gösteriyor. Terapist olarak bu dört yaklaşımı temel alan bir çerçeveyle hem yönlendirici olabilir, hem de danışanın içsel gerçekliğine sezgisel ve felsefi bir şekilde temas edebilirsin.

 

Sonuç olarak Terapist Olarak Kim Olmak İstiyorsun?

 

Terapi, sadece bir yöntem ya da kuram seçmek değil, bir duruş belirlemektir. Eğer insanın karanlık yönlerini tanımak, danışanı şimdi ve burada aktif olarak yönlendirmek ve bu süreci sezgisel-felsefi bir bağlamda yürütmek istiyorsan; Şema Terapi, Varoluşçu Terapi, ACT ve Psikanalitik Yönelimli felsefi terapi tam sana göre.

 

Unutma, kuramlar birer harita olabilir ama yol yürüyen sensin. Haritaları okumayı bildikten sonra, kendi rotanı da çizebilirsin.

Erhan Erdemir

Comments


bottom of page