Mürşidin Kucağında Büyüyen Evlat
- Deniz Demir
- 20 Nis
- 1 dakikada okunur
Cümlenin evladı Hak’ta saklı olsun. Hiçbirinin ayağına taş değmesin, hiçbiri kalbinde eksiklik hissetmesin. Zira bazı yollar ayakkabıyla değil, yürekle yürünür. Ve bazı adımların rehberi çocuklar olur, bazı gecelerin kandili bir evladın sessiz duası…
Bugün bir doğum günü değil yalnızca. Bugün bir gönlün, bir mürşidin, bir rehberin hayata gelişinin yıldönümü. İsmi Mansur… Belki Hallâc-ı Mansûr’un izinde yürüyen bir yürek, belki sükûtla terbiye edilmiş bir kalp. Ona yöneltilen sevgi sıradan değil; hakikati koklayan bir niyaz gibi, aşkın göğsünde mayalanmış bir sadakat gibi.
“Kim kime rehber olur, büyütür?” diye sorar şair. “Çocuk mu babayı, yoksa baba mı çocuğu?” Bu sorunun cevabı, dünyevi bir ölçekte değil, maneviyatın sonsuz terazisinde tartılır. Çünkü bazen çocuk olur insan; babasının kalbini taşır, derdini büyütür, suskunluğunu dillendirir. Bazen de mürşit olur evlat; kudret sütüyle değil, şefkatle besler büyütür.
“Ben babamı kucağımda uyuttum” diyen bir gönül, artık evlat değil, bir dergâh olur. “Kalbim evi oldu” derken, baba evladın gönlünde ikamet eder. Mansur’un dilinden değil, yüreğinden yükselen bu sözler, zamanın ötesinden gelir: “Şimdi gelmiş, sultan olmuş obama.”
Bir evladın mürşidine duyduğu bu derin niyazda, ne bir dünyevi hırs vardır, ne de gösteriş. Bu, aşkın en sade halidir: Kendini unutup, bir başkasında kemale ermek.
İstanbul’un apartmanlarından birinde, belki dar bir odada, belki mütevazı bir sofrada kutlanan bir doğum günüdür bu. Ama aynı zamanda bir hakikat mektebinin yıldönümüdür. Zira her mürşid, bir mekteptir. Her Mansur, bir Hallâc’ın yoldaşıdır.
Ve bizler, bazen bir çocuğun yüreğinde yeniden doğarız.
Doğum günün kutlu olsun, Mansur. Sana kudretli, sessiz, hakikatli bir ömür diliyoruz.
Kardeşlik, niyaz ve aşk ile…
Comments