Başlığım Yok, İstanbul Diye Başlıyorum...
- Düşler Sahnesi
- 16 Nis
- 1 dakikada okunur
Yazan: Orhan Veli Kanık (yaşasaydı)
İstanbul hâlâ güzel.
Ama bir başka güzel.
Eskiden Galata Köprüsü’nde martılara simit atarken cebimde üç kuruş olurdu, şimdi bir kahveye kırk lira verip vapura binmeden önce banka kredimi kontrol ediyorum.
Olsun.
Ben yine de “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” derim, ama bu sefer gözüm açık durmazsam motokuryeye çarpılabilirim. Herkes bir yere yetişiyor, kimse nereye yetiştiğini bilmiyor.
Türkiye mi?
Türkiye hâlâ şiir gibi bir ülke.
Ama Nazım gelse, Ahmet Arif duysa…
Belki biraz susardı.
Ben de susuyorum bazen.
Ama sonra bir çay söylüyor, vapurun üst katına çıkıyor, Boğaz’a bakıyorum.
Güzellik, araya sıkışmış hâlâ.
Bir caminin gölgesinde oynayan çocuklar, semt pazarında gülümseyen bir teyze, akşam ezanına karışan horoz sesi…
Her yer inşaat.
İstanbul sanki büyümek istemiyor ama zorla büyütülüyor.
Bir sokak başı çocukluğum, öbür sokak başı plaza.
Biri beni çağırıyor, diğeri susturuyor.
Ben yine bildiğim gibi yürüyorum. Ayakkabılarım eski, şiirim yeni.
Bir ülke düşün,
Kendi şiirini kendi yazıyor, ama imla hatası çok.
Yine de seviyorum bu ülkeyi.
Çünkü hâlâ biri otobüste yaşlıya yer veriyor,
Hâlâ bir anne çocuklarını simit ve çayla doyuruyor,
Hâlâ biri sokak köpeğine ad veriyor: Karabaş.
Ey İstanbul…
Sen değiştin belki,
Ama ben hâlâ senin yağmurlarına şiir yazıyorum.
Yine ıslak sokaklarda,
Yine az parayla,
Yine umutla…




Yorumlar