top of page

Maruz Bırakma Yöntemi: Psikolojide Faydaları, Riskleri ve Literatür Tartışmaları


 


 

Giriş

 

Maruz bırakma (exposure) yöntemi, özellikle kaygı bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi rahatsızlıkların tedavisinde sıklıkla başvurulan davranışçı bir tekniktir. Bu yöntemin temelinde bireyin korkulan uyaranla güvenli ve kontrollü bir ortamda karşı karşıya gelmesi yer alır. Maruz bırakma terapileri, davranışsal kaçınma döngüsünü kırmayı hedeflerken, aynı zamanda bireyin tehdit algısını yeniden yapılandırmasına olanak tanır. Ancak bu güçlü teknik, yanlış uygulandığında ciddi zararlar doğurabileceği gibi, bazı etik tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

 

Maruz Bırakma Yönteminin Yararları

 

1. Kaygının Azalması ve Sönme (Extinction)

 

Maruz bırakma, klasik koşullanma ilkelerine dayalı olarak bireyin korkulan nesne ya da duruma tekrar tekrar güvenli bir ortamda maruz kalmasıyla, koşullu tepkinin (kaygı) zamanla azalmasını sağlar (Foa & Kozak, 1986).

 

2. Kaçınma Davranışlarının Azaltılması

 

Kaygı bozukluklarında bireylerin geliştirdiği kaçınma davranışları, semptomların sürmesinde önemli rol oynar. Maruz bırakma, bireyin kaçınmayı bırakmasını sağlayarak işlevselliği artırır (Craske et al., 2008).

 

3. Bilişsel Yeniden Yapılandırma ile Entegrasyon

 

Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) kapsamında kullanılan maruz bırakma, yalnızca davranışsal bir teknik olarak değil, aynı zamanda bireyin yanlış inançlarını sorgulamasına zemin hazırlayan bir araç olarak da işlev görür (Clark, 1999).

 

4. Travma Sonrası Yeniden İşleme

 

Travma sonrası stres bozukluğunda (TSSB), travmatik anıların üzerine konuşulması ve kontrollü şekilde maruz bırakılması, travmatik belleklerin entegre edilmesini sağlar (Powers et al., 2010).

 

 

Maruz Bırakmanın Zararları ve Riskleri

 

1. Aşırı Duygusal Yüklenme ve Yeniden Travmatizasyon

 

Yanlış zamanlama veya hazırlık yapılmadan gerçekleştirilen maruz bırakma, bireyde panik tepkileri veya dissosiyatif çökmeler yaratabilir (De Jongh et al., 2016). Bu, özellikle kompleks travma geçmişi olan bireylerde travmanın yeniden canlanmasına neden olabilir.

 

2. Terapiye Direnç ve Güvensizlik

 

Bireyin duygusal hazır oluşluğu olmadan yapılan maruz bırakma, terapiste karşı güvensizlik geliştirilmesine veya terapiyi yarıda bırakmasına neden olabilir (Farrell et al., 2016).

 

3. Etik Sorunlar

 

Bireyin onamı alınmadan veya yeterli bilgilendirme yapılmadan yapılan maruz bırakma, etik dışı bir uygulamadır. Bu durum, danışanın zarar görme riskini artırmakla kalmaz, aynı zamanda terapistin mesleki sorumluluğunu da ihlal eder (APA, 2017).

 

4. Yüzeysel Müdahale Riski

 

Sadece semptoma odaklanılan maruz bırakma, derin psikodinamik ya da bilişsel çatışmaları göz ardı edebilir. Bu da uzun vadede semptomların başka şekillerde geri dönmesine yol açabilir (Gabbard, 2014).

 

 

Literatür Görüşleri: Farklı Perspektiflerden Yaklaşımlar

 • Davranışçı Yaklaşım: Maruz bırakma, kaçınma davranışlarının sönmesini sağlayarak bireyin özgüvenini ve işlevselliğini artırır (Abramowitz, 2013).

 • Bilişsel Yaklaşım: Bu yöntemin, olumsuz otomatik düşünceleri yeniden yapılandırma sürecine katkı sunduğu belirtilir (Clark, 1999).

 • Psikanalitik Yaklaşım: Bu tür müdahalelerin semptomatik düzeyde çözüm getirse de, altta yatan çatışmaları çözmeden geçici sonuçlar verdiği öne sürülür (Gabbard, 2014).

 • Travma Merkezli Terapi Görüşü: Travmaya maruz bırakma terapilerinde bireyin duygusal regülasyon becerilerinin önceden geliştirilmesi gerektiği savunulur (De Jongh et al., 2016).

 

 

Sonuç ve Öneriler

 

Maruz bırakma yöntemi, uygun koşullar altında uygulandığında etkili bir tedavi tekniği olabilir. Ancak bireyin kişisel özellikleri, travma geçmişi, duygusal dayanıklılığı ve terapi bağlamı gibi faktörler göz önünde bulundurulmadan yapılan uygulamalar, beklenenden daha fazla zarar doğurabilir. Bu nedenle terapistler, etik ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapmalı, kişiye özel planlamalarla müdahalede bulunmalıdır.

 

 

Kaynakça (APA 7 Formatında)

 • Abramowitz, J. S. (2013). The practice of exposure therapy: Relevance of cognitive-behavioral theory and extinction theory. Behavior Therapy, 44(4), 548–558.

 • American Psychological Association (APA). (2017). Ethical principles of psychologists and code of conduct.

 • Clark, D. M. (1999). Anxiety disorders: Why they persist and how to treat them. Behaviour Research and Therapy, 37(Suppl 1), S5–S27.

 • Craske, M. G., Kircanski, K., Zelikowsky, M., Mystkowski, J., Chowdhury, N., & Baker, A. (2008). Optimizing inhibitory learning during exposure therapy. Behaviour Research and Therapy, 46(1), 5–27.

 • De Jongh, A., Resick, P. A., Zoellner, L. A., van Minnen, A., Lee, C. W., Monson, C. M., … & Rauch, S. A. (2016). Critical analysis of the current treatment guidelines for complex PTSD in adults. Depression and Anxiety, 33(5), 359–369.

 • Farrell, L. J., Waters, A. M., Boschen, M. J., & Ollendick, T. H. (2016). Facilitating exposure therapy for anxiety disorders in children and adolescents. Clinical Child and Family Psychology Review, 19(2), 134–152.

 • Foa, E. B., & Kozak, M. J. (1986). Emotional processing of fear: Exposure to corrective information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35.

 • Gabbard, G. O. (2014). Psychodynamic psychiatry in clinical practice (5th ed.). American Psychiatric Publishing.

 • Powers, M. B., Halpern, J. M., Ferenschak, M. P., Gillihan, S. J., & Foa, E. B. (2010). A meta-analytic review of prolonged exposure for posttraumatic stress disorder. Clinical Psychology Review, 30(6), 635–641.


Erhan Erdemir

Komentarai


bottom of page