top of page

Tarih Tekerrürden İbarettir



 

Dün, bugün ve yarın… Zaman çizgisi bazen öylesine iç içe geçer ki yaşadıklarımızı tarihin tozlu raflarından çıkmış bir kitap gibi okuruz. Türkiye, yeniden o eski hikâyenin sahnesinde. Farklı aktörler, benzer senaryolar. Değişen sadece takvimler, gerisi adeta bir tekrar.

 

Bugün olanlara bakınca, geleceği tahmin etmek zor değil. Gençlerin susturulmaya çalışıldığı, eleştirinin hainlikle karıştırıldığı, fikir üretmenin “tehlikeli” sayıldığı bir dönemin içindeyiz. Üniversiteler baskı altında, bilim ikinci planda, liyakat yerine sadakat ön planda. Genç bir beyin ne zaman soru sorsa, cevabı ya bir disiplin soruşturması ya da bir gözaltı oluyor. Oysa ki her medeniyet, gençliğinin sorularıyla büyür, dönüşür, gelişir.

 

Gelecek, bugünün suskunluğunda şekilleniyor. Zihinler baskılanıyor, hayaller bastırılıyor. Bu ülkenin gençleri, ya bavul hazırlıyor ya da içlerine kapanıyor. Kalanlar ise umudu, sanatta, bilimde, sokak aralarında gizli gizli kurdukları küçük ütopyalarda arıyor. Onlara “siyasetle ilgilenmeyin” diyorlar. Oysa hayatlarının tam ortasında bir siyaset var; nefes alışlarını, okul hayatlarını, hayallerini belirleyen bir siyaset.

 

Bu yüzden, tarih tekrar ediyor. Ama biz unuttuğumuz için, onlar yeniden yazıyor. Aynı hatalar, farklı isimlerle karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki, geçmişle yüzleşmeyen toplumlar, geleceğe umutla bakamaz. Ve şimdi, tam da bu nedenle, karanlık bir dönemin yeniden kıyısındayız.

 

Ama umut hâlâ gençlerin ellerinde. Çünkü baskının en yoğun olduğu yerde, direnç büyür. Tarih sadece tekerrürden ibaret değil; aynı zamanda bir direnişin de kaydıdır. Ve bugün, bu direnişin ilk cümlelerini gençler fısıldıyor. Duyabiliyor musunuz?

Cemi Demiroğlu

Comments


bottom of page